1893 anında Massachusetts eyaletine gidiyoruz ve orada Lizzie Andrew Borden isimli olağanüstü bir adet şahsiyetle karşılaşıyoruz. Borden, babacan ve üvey annesini bir adet balta yardımıyla öldürmekle yargılanıyor. Bu serin hava ve insafsız suç, Lizzie’nin üzerine damgalanıyor, tarihin kapkaranlık sayfalarına adını yazdırıyor. Ancak bu roman sadece brutal bir adet cinayeti izahat etmıyor, derin ve karmaşık olan bir adet zihinsel durumu da gözler önüne seriyor. sinema kitap eseriii ilgi çekici kılan ise tek başınaca bu cinayetin korkunç detayları değil, aynı şekilde anda bu suçu işleyen kişinin iç dünyasının ve motivasyonlarının derinlemesine incelenmesi. Lizzie Borden, film seyretyiciyi rahatsız eden, ancak aynı şekilde anda anlamaya çalıştığınız bir adet şahsiyete dönüşüyor. roman, an an film seyretyicinin rahatını kaçırabilir; ancak olaylarların gerçekliğini ve çirkinliğini gfilm seyretyerek gerçek suçu yok saymamızı beklemiyor. Aksine, bu türden bir adet suçun mide bulandırıcı doğasını vurgulayarak film seyretyiciyi gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor. Bu roman ve tabii ki Lizzie’nin oyunculuğu, ona mahkumiyet veya aklanma kararı verirken sizi titretirken, romannin gerçekliği nesil psikolojisinin kapkaranlık ve çarpık yüzünü gösteriyor.