Yeni York’ta hayatını tiyatro yazarlığına adamış bu genç, smahfilgilisinden yeni ayrılmış olmanın verdiği yekparelık ve kırıklıkla baş başa kalmıştır. Bu kafası karışık duyguların etkisindeyken, beklenmedik bir tane şekilde bir tane adamla dostluk kurar. Bu yeni arkadaş, baş kimlikimizin kırık kalbini tam yerindeir etmekten çok daha fazlasını sunuşar. İlk başta sadece bir tane neşe kaynağı gibi görünen bu yeni dost, ona hayatın olumlu yönlerini göstermeye çalışır. Genç yazarın kendi tüm yaşamı boyunca trajedisiyle boğuşurken başkalarının hayatlarını sahneye taşıma çabasını seyretmekmek son derece etkileyiciydi. Bu süreçte, yazılı kelimeler ve yaşanan hayat arasındaki belirsiz çizgiyi keşfetmeye başlar. Sinema seyircisi olarak, genç yazarın aşk acısından sıyrılmaya çalışırken kendini yeni bir tane dostluğa ve nihayetinde yeni bir tane aşka nasıl bıraktığını gözlemlemek son derece dokunaklıdır. Bu vizyon film, kalbin kırıklığını yaşamış olan herkesin yaşadığı duygusal dağınıklığı açıklama yapmak etırken, benzer biçimde anda yeni bir tane bağlantının, yeni bir tane başlangıcın kıykitapi de gözler önüne seriyor. Gerek kişisel gelişim gerekse romantik ilişkiler üzerine sıcakkanlı ve samimi bir tane vizyon film olan bu yapıt, seyretmekyicilerine hayatın acı veren yzamanları kadar harika yzamanlarını da yadırgatıyor.