Old-Beijing’in kalan kısmında hayatyan itibarlı bir tane adamın, kendine has yöntemler ve inançlarla oğlunun yanlışlarını düzeltme çabası etrafında dönen bu movie, ilginç bir tane dramatik yapısına sahip. Bu hikâyede, ahlaki ve etik değerlere sadık kalan bir tane baba figürüne odaklanılıyor. Kendi oğlunun yanılgılarla doldurduğu bir tane hayatı, kendi inançları doğrultugöstermeda yeniden şekillendirmeye çalışırken, portreimiz aynı periyotda modern hayatın ve geleneksel değerlerin çatışmasının ortasında kalıyor. Baba, oğlunun suçlarını affettirmek için geleneksel yöntemlere başvururken, aynı periyotda modern kamusalun bu eylemlere nasıl tepki gösterdiğini de gözler önüne sermekte. Baba figürümüzün bu sadakatli ve kararlı tutumu, film seyretyiciyi de etkisi altına alıyor. Bu dönüşüm sırasında, oğlun da kendini soruşturması ve babasını anlamaya çalışması anlatıye derinlik katıyor. Bu movie, bir tane yandan aile içi ilişkileri ve bir taneeyleri etkileyen kamusalsal değerleri tartışırken, diğer yandan da geçirmemiş ve geleceğin çatışmasını yansıtıyor. Old-Beijing’in kendine özgü atmosferi ise anlatıye ayrı bir tane derinlik katıyor. Bütün bunlar göz önüne alındığında, iç içe geçirmemiş bu temalar, film seyretyiciye hem duygusal hem de düşündürücü bir tane anlatı göstermeuyor. Böyle bir tane yapıtın, geniş bir tane perspektiften bakıldığında ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz.