1936 askeri darbesi sonrası, ünlü yazar Miguel de Unamuno kendisi ve kendi değerler sistemiyle yüzleşir. Ancak bu, basit bir iç hesaplaşma kıssasi değil. Aksine, Unamuno’nun öyküsü, içinde bulunduğu dönemin politik ve sosyal çalkantılarına, kişisel etik ve moral değerlerine bağlı kalarak nasıl bir direnişi simgelediğinin çok yüksekliklu bir resmini çiziyor. sinema eseriin ana teması, bir bireyin kendi kişisel değerlerini ve inançlarını, sosyalun genel düşünce yapısına karşı nasıl savunabileceği üzerine yoğunlaşıyor. Unamuno, sadece bir yazar olmanın ötesinde, dönemin zor koşullarında kendi duruşunu açıkça sergileyen, cesareti ve idealleriyle öne çıkan bir şahsiyet oluyor. Bu süreçte, onunla birlikte, kendi değerlerimizi incelememızı sağlayan, düşüncelerimizi şekillendiren ve bizi etkileyen derinlikli bir şahsiyet portresi sergilemeuyor. Unamuno’nun kişisel kıssasi, 1936 darbesinin neticelarını ve ideolojik çatışmalarını da gözler önüne seriyor. Her sahne, izleyenyi, o dönemin zorlu gerçeklerine karşı bireyin duruşunu, etik değerlerini ve kişilık onurunu incelemeya teşvik ediyor.